"Değdiği yeri ustura gibi kesen kuru soğuğun hüküm sürdüğü bir kış gecesi, köhne talikadaki beş çocuk kollarını açmış, onları bekleyen kaderlerine her teker dönüşü biraz daha yaklaşıyordu. Talikanın sandığında oturan karı kocanın gerçek maksatlarından bihaber, birbirlerine sokulmuş titreşmekte olan çocuklar öksüz ve yetim beş kardeşti. İlk olarak babaları, ondan birkaç gün sonra da anaları bilinmez bir hastalık yüzünden ölünce beş çocuk sahipsiz, hamisiz kalakaldı. Ağlamak mı? Ne mümkün? Anne ile babayı dönülmez yolculuğa çıkaran dört kollu gemilerin menziline ulaştığı günün akşamı bu kez de onları doğdukları topraklardan koparacak olan dört tekerli bu gemi ortaya çıkmıştı."
Feride ve kardeşlerinin yıllar önce bir talikada başlayarak kaderin onlar için hazırladığı pek de çiçeklerle süslü olmayan yolunda yürürken kardeşler zaman zaman ayrılacak zaman zaman tekrar kavuşacaktı. İşte bu yolda yaşadıklarını bir sandığa kilitleyecekti Feride.
Peki, bir ömür sandığa sığar mıydı hiç?
Ya da Feride ömür sandığı şeyi ne kadar yaşayabilmişti?
Okuyan herkesin çok beğendiği Hizmeker kitabıyla gönüllerde taht kuran Hasan AŞIK, yeni kitabıyla bir kez daha okurlarını tarihin tozlu sayfalarına davet ediyor. Hikâyesi unutulmaya yüz tutan insanlara...
